Düzce Evde Masaj Hizmeti
Düzce Evde Masaj
Bir tek varlığıyla bile becerebilir.” “Mm. Peki ya diğer mektup?” “O ise Lisbeth’in yazıp ona Düzce Evde Masaj göndermeye çalıştığı bir mektuptu. Zarfın üzerinde ‘İade’ damgası vardı. Lisbeth ona ulaşmak için her yolu denediğini ama verdiği telefona kimsenin cevap vermediğini, postane bilgi alma servislerinin de ona sağlıklı bir bilgi vermekten aciz bulunduğunu yazıyordu. Mektubu bir halde ona ulaşması umuduyla yazdığını söylüyor ve acaba Prag’dan kaçmak zorunda mı kalmış olduğunı soruyordu.
Düzce Evde Masaj
Belki de hâlâ ondan ödünç para almak zorunda kaldığı zamanki ekonomik problemler hâlâ yakasını bırakmamış mıydı acaba?” Wilhelm soğuk soğuk güldü. “Eğer öyle bir konum varsa ona haber vermesini; derhal yine para gönderebileceğini yazıyordu. Çünkü onu çok seviyordu. Başka bir şey düşünemiyordu – bu ayrılık onu deliye çeviriyordu. Baştan bunun zaman içinde geçeceğini düşünmüşse de ateşli bir hastalık benzer biçimde tüm vücuduna yayılmış ve her santimetrekaresini alev alev yakıyordu. Ve görünen o ki vücudunun bazı bölgeleri daha çok yanıyordu çünkü kocasıyla – yani diğer bir deyişle benimle – sevişirken gözlerini kapatıp onu hayal ediyordu. Elbet şok olmuştum. Aslına bakarsak, hayretler içinde kalmıştım. Fakat pulun üzerindeki zamanı görünce tamamen bitmiştim.”
Wilhelm acıyla gözlerini kapattı. “Mektup bu yıl şubat ayında gönderilmişti.” Şimşek karanlık duvarı yeniden aydınlattı. Gölgeleri hariç tüm duvar aydınlanmıştı. “Ve sen ne yapmış oldun?” Wilhelm zavallı bir halde gülümsedi. “Benim çözümüm beyaz şaraplı kaz ciğeri servisi oldu. Yatağı güllerle donattım ve tüm gece seviştik. Sabah erken vakitte uyurken onu izledim. Onsuz yaşayamayacağımı biliyordum. Ama aynı zamanda ona haiz olmak için önce onu kaybetmem gerektiğini de biliyordum.” “Ve tüm bu olan biteni planlamaya koyuldun, öyle mi? Her şeyi, karını nasıl öldüreceğini ve âşık olduğu erkeği iyi mi tuzağa düşüreceğini en ince detaysına dek planladın.” Wilhelm omuzlarını silkti. “Bir oyunu sahneye koymadan önce ne yapıyorsam aynısını yaptım. Her tiyatro insanı şeklinde, en önemli şeyin illüzyon yaratmak olduğunu bilirim. Kandırmaca o kadar inandırıcı sunulmalı ki gerçek olabildiğince inandırıcılığını kaybetmeli. Bu zor şeklinde görünebilir fakat benim mesleğimde bunu yapmak öteki seçeneğe gore daha kolaydır. İnsanlar gerçekleri duymaktansa yalanlarla avunmak isterler.